14/05/2015
TÜSİAD – Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu Rapor Analizi
Dünya Ekonomik Forumu 2015 Beşeri Sermaye Raporu’nu Yayınladı
Birçok farklı şekilde tanımlanabilen beşeri sermaye kavramı raporda bir ülkedeki bireylerin sahip oldukları ve üretim sürecinde kullanabilecekleri beceri ve yeteneklerin toplamı olarak tanımlanıyor. Bir önceki rapor beşeri sermayeye, bir diğer deyişle sağlıklı, eğitimli ve üretken iş gücünün geliştirilmesine katkıda bulunan faktörleri incelerken 2015 raporu analizi daha da derinleştirmeyi amaçlıyor. Raporun genel amacı, eğitim ve istihdamdaki boşlukları, demografik eğilimleri ve yararlanılamayan yetenekleri belirleyerek hükümetlere, iş dünyasına, eğitimcilere ve sivil toplum kuruluşlarına odaklanmaları ve yatırım yapılacak kilit alanları tanıtmak şeklinde tanımlanıyor.
Rapor analizini, oluşturulan “Beşeri Sermaye Endeksi” üzerinden gerçekleştiriyor. Beşeri Sermaye Endeksi temelde ülkeleri eğitim ve istihdam olmak üzere iki tema üzerinden puanlıyor. Bu temaların amacı, ülkelerin, bireylerin yeteneklerini geliştirme ve bireylerin elde ettikleri kabiliyetleri – bilgileri üretken istihdama çevirme yeterliliğini ölçmek. Beşeri Sermaye Endeksi, ilkokul, lise ve üniversite eğitimi ile işgücüne katılım oranı; işsizlik oranı, eksik işgücü oranı, eğitimin kalitesi gibi 46 farklı göstergeyi kapsıyor ve oluşturulan yaş gruplarını (15 altı, 15-24, 25-54, 55-64, 65 ve üstü) ayrı ayrı inceliyor. Kullanılan verilerin standart hale getirilmesi ve ağırlıklandırılması incelenen 124 ülke arasında karşılaştırma imkanı sağlıyor. 124 ülkenin, yaş gruplarına göre karşılaştırılmasının yanı sıra; gelir düzeyi, coğrafi konum gibi özelliklere göre gruplanan ülkeleri kendi aralarında karşılaştırmak da mümkün. Oluşturulan geniş kapsamlı, açıklayıcı endeks ve bu endeks sayesinde elde edilen karşılaştırma imkanına ek olarak raporun kapsadığı 124 ülke için profilleme çalışması yapılmış. Bu profiller sayesinde ülkelerin eğitim ve işgücü dağılımlarını, istihdam ve ekonomik faaliyetin kompozisyonunu, eğitim gördükleri alanlara göre öğrenci sayılarını ve tüm bu göstergelerin yaş gruplarına dağılımlarını görmek mümkün.
Beşeri Semaye Endeksinin yaş gruplarını gözetmeden yaptığı sıralamada Türkiye 124 ülke arasında 68. konumda. Aynı sıralamada ilk üçü Finlandiya, Norveç ve İsviçre oluştururken Yemen sonuncu sırada yer alıyor. Yaş grupları arasındaki sıralamaya baktığımızda, Türkiye; 15 yaş altı grup karşılaştırmasında 61., 15-24 yaş grubu karşılaştırmasında 50., 25-54 yaş grubu karşılaştırmasında 77., 55-64 yaş grubu karşılaştırmasında 78. ve 60 ve üzeri yaş grubu karşılaştırmasında ise 70. sırada yer alıyor. Yaş grupları arasındaki bu çarpıcı farklar önemli iki saptamaya işaret ediyor. İlk olarak, Türkiye’nin en genç ikinci yaş grubu geri kalan yaş gruplarından beşeri sermaye bağlamında daha iyi durumda.
Bunun temel nedeni bu yaş grubundaki yüksek eğitime katılım oranının daha yaşlı kuşaklarla kıyaslandığında daha yüksek olmasıdır. İkinci önemli saptama en genç grubun (15 yaş altı) bir üst yaş grubundan (15-24) Beşeri Sermaye Endeksinde daha geride yer almasıdır. Raporda bu çarpıcı sonuca ilişkin doğrudan bir açıklama yer almamakla birlikte profil bölümündeki daha detaylı verilere bakıldığında 15 yaş altı grubun eğitimin kalitesi bağlamında 15-24 yaş gurubundaki bireylerden daha geride kaldıkları görülmektedir. Bu bulgu ışığında, beşeri sermaye bağlamında, şu anda 15 yaşın altında olan bireyler için önlemler alınması gerektiğini söyleyebiliriz. Bir diğer deyişle, gelecekte iş gücüne katılacacak olan 15 yaş ve altındaki bireylerin beşeri sermayelerinin bir sonraki kuşağa göre daha kötü durumda olması sonucunu doğuran sebeplerin daha derin incelenmesi gerekiyor.
Bölgesel karşılaştırma yapıldığında, Türkiye Avrupa ve Orta Asya bölgesinin Beşeri Sermaye bağlamında en başarısız ülkeleri arasında yer alıyor. 43 ülkenin bulunduğu sıralamada Türkiye 42. yani sondan ikinci ülke konumunda. Beşeri Sermayenin ekonomik büyüme ve kalkınmadaki rolü düşünüldüğünde, bu sonucun gelecek yıllar için karamsar bir tablo ima ettiği açık. Bu sıralama bize Türkiye’de eğitimde nitelik sorunu kadar nicelik sorununun olduğunu hatırlatıyor
İncelenen ülkeler gelir düzeyine göre gruplanıp sıralandığında Türkiye üst orta gelir seviyesindeki 31 ülke arasında 18. sırada yer alıyor. Grubun beşeri sermaye bağlamında en başarılı ülkesi Macaristan iken en başarısız ülkesi ise Cezayir olarak rapor edilmiş.
Raporda, Türkiye’nin Beşeri Sermaye Endeksindeki sıralamasına en önemli negatif katkının 25-54 yaş gurubundaki bireylerin düşük işgücüne katılım oranından, en önemli pozitif katkının 15-24 yaş grubundaki bireylerin üniversite veya meslek liselerine yüksek katılımoranından geldiğine dikkat çekilmiş.
Türkiye’nin istihdam ve eğitim verilerinin detaylı incelendiği profil bölümüne bakıldığında ilginç bulgulardan birinin öğrencilerin eğitim aldıkları alanlar arası dağılım olduğu görülüyor. Çalışmada incelenen 607981 üniversite mezununun üçte birinden fazlasının sosyal bilimler, işletme ve hukuk alanlarında mezun oldukları görülüyor. İkinci en popüler bölüm, toplam mezun sayısının sadece onda birlik kısmını kapsayan eğitim bilimleri olmuş.
Eğitime katılım oranları bağlamında yaşlı gruplar genç gruplarla karşılaştırıldığında çok büyük farklar olduğu gözleniyor. Örneğin 15-24 yaş gurubunda üniversite eğitimi alma oranı yüzde 69,4 iken bu oran 65 ve üzeri yaş gurubunda sadece yüzde 5,6 olarak rapor edilmiş. Benzer şekilde 65 ve üzeri yaş grubunda yüzde 59,2 olan ilkokul mezunluğu oranı 15 yaş altı bireylere baktığımızda yüzde 95’in üzerinde yer alıyor.
Profil bölümünde eğitim ve istihdam verilerinin yaş gruplarına göre karşılaştırılmasına ek olarak, inovasyon başlığı altında küme gelişim durumu, üniversite-sanayi AR-GE ortaklığı, yeni bir girişim başlatma kolaylığı vb; kırılganlık başlığı altında kayıt dışı çalışma, sosyal güvence ağı vb.; kamu yatırımları başlığı altında GSYH’nın eğitim harcamalarına oranı, okulların internet erişimi vb. göstergelere de yer verilmiş. Her ne kadar bu göstergeler doğrultusunda bir sıralama yapılmamışsa da Türkiye için verilen değerleri sıralamanın en tepesinde bulunan üç ülke (Finlandiya, İsviçre ve Norveç) ortalamalarıyla karşılaştırıldığında çok büyük farklar olduğu görülüyor. Özellikle kayıt dışı ekonomi bağlamında, sıralamanın tepesindeki üç ülkenin kayıt dışı ekonomi değeri sıfır iken, Türkiye için verilen değer otuzun üzerinde. Öte yandan eğitim harcamalarının GSMH’ya oranı incelendiğinde Türkiye’de yüzde 2,85 olan sayı, sözü geçen üç ülkede ortalama yüzde 6,30. Bu sonuçlar gösteriyor ki beşeri sermaya sıralamasının tepesindeki ülkeler kabaca, Türkiye ile karşılaştırıldıklarında eğitime iki kat daha fazla harcama yapıyorlar. İnternete erişim ve sosyal güvenlik ağları incelendiğinde debenzer bir durum görülüyor. Bu üç ülkedeki internet erişimi ve sosyal güvenlik ağlarına verilen puan Türkiye’den yüzde elli daha yüksek. AR-GE faaliyetlerinde üniversite-sanayiişbirliği değerlendirildiğinde benzer biçimde Türkiye’nin listenin tepesindeki ülkerin ortalamasının epey altında yer aldığı gözleniyor. Türkiye için verilen not 3,69 iken Finlandiya, Norveç ve İsviçre’nin puanlarının ortalaması 5,15 olmuş. Türkiye’nin bu üç ülkenin ortalama puanlarından daha iyi olduğu tek gösterge ise yeni bir girişim başlatma kolaylığı. Türkiye’nin bu başlık altındaki puanı 79 iken liste başı ülkerin ortalaması 39,33 olarak verilmiş.
Sonuç olarak Dünya Ekonomik Forumu’nun yayınlamış olduğu Beşeri Sermaye Raporu; eğitim, beceri ve istihdam konularındaki temel zorlukları ve güncel durumu ortaya koyan ve bu bağlamda ülkeler arası bir sıralama yapan bir çalışma olarak sunulmuş.
Ayrıntılı Bilgi: TÜSİAD – Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF)